bugün
- sözlük kızlarının saç rengi15
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek20
- en yaşlı özelliğiniz25
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak11
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek36
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum19
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı11
- budweiser10
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz23
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- iğrenç bir his tarif et25
- icardi190521
- düşün ki o bunu okuyor8
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün8
- fake hesabım için nick önerileri9
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
entry'ler (100)
Korkuyorum ya ben. Sevmeme değil yani de, geriliyorum. Evet.
Benim pek böyle bir amacım olmadı ya. Ne bileyim. Tarzım değil gibi.
Hisler önemli.
Hisler önemli.
Bulun beni. Lütfen.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Babam ağır bir ameliyata girmişti. Annem de yanında, refakatçi olarak kalıyordu. O zamanlar üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Üstüne üstlük ortada bir ölüm kalım durumu var. Kimseye bir şey anlatmıyorum. Pek soran da yok açıkçası. Sadece hocalarım. insan böyle durumlarda hatırlanmak, önemsenmek istiyor. Neyse.
Kimse de önemsemedi. Borç para alanlar, yanımda dolaşanlar, dalga geçenler, bağıranlar, koşanlar, susanlar... Standart bir lisede olan olaylar oluyor ve ben sadece o an orada bulunuyor gibiydim. Hayattan, akıştan ve olaylardan bağımsızdım.
Okuldan geldim. Zor bir gündü. Bir elimde test kitabı, diğerinde bir roman, kulağımda teki çalışmayan, diğeri de can çekişen bir kulaklık, gün boyu müzik dinleye dinleye oradan oraya savrulmuştum. Eve girer girmez, çantamı fırlattığım gibi, kitaplarımı alıp ders çalışmaya dershanedeki etüt sınıfına gittim.
insanlar geliyor, giriyor ve çıkıyordu. Bazen birileri beni soruyor, yanıma oturuyor, gündelik dertlerini anlatıyorlardı. Ben de dinliyor, ayıp olmasın diye tepkiler veriyordum.
Sonra bir kız geldi. Yeni edindiğim bir arkadaşım... Böyle havalı bir şey. Senin bir şeyin var, dedi. Şaşırdım. O kadar zamandır ilk defa biri benim nasıl olduğumu merak etmişti. Böyle elimi tutuyor, yüzüme bakıyor falan. Çipil çipil. O an gerçekten beni ciddiye aldığını düşündüm. Ne bileyim. O an inandım.
Sonra bana dışarı çıkmayı teklif etti. Sigara içecekmiş, o arada anlatırsın bana dedi. Hem kimse olmaz. Karanlık. iyi dedim.
Çıktık dışarı. Hava zehir gibi tabii. Nisan ayı gibi ama ne tam bahar gelmiş, ne de kış gitmiş. Kapının orada durdum. Biraz uzaklaştı. Bir sigara yaktı. Sonra diğerini yaktı. Öyle bekledim. Yanıma geldi. Hadi sınıfa çıkalım dedi. Çıktık. Sonra çantasını toplayıp eve gitti. Hiçbir şey söylemedi. Kapıdan çıkarken de lambayı kapattı.
Hiçbir zaman tam olamamış, hep yarım kalmıştım. Tüm duygular ve kişiler birer yanılsamaydı hayatımda. Ya da ben onların hayatında öyleydim. Emin olamadım. Moralim çok bozulmuştu.
Karanlık sınıfta dışarıdan sızan ve duvarda dans eden ışıkları izlerken yalnızlığı düşündüm. Geçmişi. Pilli bebeğin bir şarkısının cızırtılarına taraklı sesimle eşlik ettim. Sonra de kalktım. Sınıfın köşesindeki çöpe kulağımdaki kulaklığı atıp, dershaneden çıktım. Eve kadar uzun bir yol vardı, belki rahatlarım diye şarkı söyleye söyleye eve döndüm.
Hava iyiden iyiye kararmıştı. Soğuktu da. Sonra bir de yağmur başladı. Mutlu oldum. Ağladığım belli olmayacaktı. içimdeki yalnızlıktan mı, yaşadığım üzüntülerden mi, yoksa üzerime yapışan ıslak soğutan mı titrediğimi düşündüm bir ara.
Eve girerken, alnıma yapışan saçlarımı geri attım. Burnumu çekip en güzel gülümsememi taktım yüzüme. Büyük babam, halam falan evdeydi. Ben kendimi kötü hissetmeyeyim diye gelmişler.
Yemeği geç yiyorlardı. iki gündür bir şey yemediği halde tokum dedim. Güleç bir yüzle onlarla çay içtim. Sonra da kendimi yatak odasına kilitleyip sabaha kadar tavanı izledim.
Galiba ben orada kaldım sözlük. Hala o kadar yalnız hissediyorum kendimi. Bir yerlerde çok büyük bir hata yaptım. Belki de hiç doğmamalıydım.
Kimse de önemsemedi. Borç para alanlar, yanımda dolaşanlar, dalga geçenler, bağıranlar, koşanlar, susanlar... Standart bir lisede olan olaylar oluyor ve ben sadece o an orada bulunuyor gibiydim. Hayattan, akıştan ve olaylardan bağımsızdım.
Okuldan geldim. Zor bir gündü. Bir elimde test kitabı, diğerinde bir roman, kulağımda teki çalışmayan, diğeri de can çekişen bir kulaklık, gün boyu müzik dinleye dinleye oradan oraya savrulmuştum. Eve girer girmez, çantamı fırlattığım gibi, kitaplarımı alıp ders çalışmaya dershanedeki etüt sınıfına gittim.
insanlar geliyor, giriyor ve çıkıyordu. Bazen birileri beni soruyor, yanıma oturuyor, gündelik dertlerini anlatıyorlardı. Ben de dinliyor, ayıp olmasın diye tepkiler veriyordum.
Sonra bir kız geldi. Yeni edindiğim bir arkadaşım... Böyle havalı bir şey. Senin bir şeyin var, dedi. Şaşırdım. O kadar zamandır ilk defa biri benim nasıl olduğumu merak etmişti. Böyle elimi tutuyor, yüzüme bakıyor falan. Çipil çipil. O an gerçekten beni ciddiye aldığını düşündüm. Ne bileyim. O an inandım.
Sonra bana dışarı çıkmayı teklif etti. Sigara içecekmiş, o arada anlatırsın bana dedi. Hem kimse olmaz. Karanlık. iyi dedim.
Çıktık dışarı. Hava zehir gibi tabii. Nisan ayı gibi ama ne tam bahar gelmiş, ne de kış gitmiş. Kapının orada durdum. Biraz uzaklaştı. Bir sigara yaktı. Sonra diğerini yaktı. Öyle bekledim. Yanıma geldi. Hadi sınıfa çıkalım dedi. Çıktık. Sonra çantasını toplayıp eve gitti. Hiçbir şey söylemedi. Kapıdan çıkarken de lambayı kapattı.
Hiçbir zaman tam olamamış, hep yarım kalmıştım. Tüm duygular ve kişiler birer yanılsamaydı hayatımda. Ya da ben onların hayatında öyleydim. Emin olamadım. Moralim çok bozulmuştu.
Karanlık sınıfta dışarıdan sızan ve duvarda dans eden ışıkları izlerken yalnızlığı düşündüm. Geçmişi. Pilli bebeğin bir şarkısının cızırtılarına taraklı sesimle eşlik ettim. Sonra de kalktım. Sınıfın köşesindeki çöpe kulağımdaki kulaklığı atıp, dershaneden çıktım. Eve kadar uzun bir yol vardı, belki rahatlarım diye şarkı söyleye söyleye eve döndüm.
Hava iyiden iyiye kararmıştı. Soğuktu da. Sonra bir de yağmur başladı. Mutlu oldum. Ağladığım belli olmayacaktı. içimdeki yalnızlıktan mı, yaşadığım üzüntülerden mi, yoksa üzerime yapışan ıslak soğutan mı titrediğimi düşündüm bir ara.
Eve girerken, alnıma yapışan saçlarımı geri attım. Burnumu çekip en güzel gülümsememi taktım yüzüme. Büyük babam, halam falan evdeydi. Ben kendimi kötü hissetmeyeyim diye gelmişler.
Yemeği geç yiyorlardı. iki gündür bir şey yemediği halde tokum dedim. Güleç bir yüzle onlarla çay içtim. Sonra da kendimi yatak odasına kilitleyip sabaha kadar tavanı izledim.
Galiba ben orada kaldım sözlük. Hala o kadar yalnız hissediyorum kendimi. Bir yerlerde çok büyük bir hata yaptım. Belki de hiç doğmamalıydım.
Bir şeyiniz de doğru olsun, ya bir şeyinize de doğru diyebilelim be.
Geçen gün abim geldi eşiyle. Yorulmuş. Yol yormuş. Ben çalışıyordum. Ne yaparsın, ekmek parası. Abim de odama gelip yatağıma uzandı. Kısa süren hal hatır fasılı sonrası masamın ucundaki ilaç kutum dikkatini çekmiş. Ne ilacı diye sordu. Basür ilacı dedim dalgasına.
Alayım bir tane, dedi. O da dalgasına. Baş ağrısı ilacı dedim bu sefer. Ciddili. O da ciddili, başının ağrıdığını söyledi. Alma la işte alma, dedim.
Hala aynı ilaçları mı kullanıyorsun diye sordu. Evet dedim. Uyuyamıyorum.
Hayatımda belki 3. kez, abimin gözlerinde samimiyet gördüm. "Oğlum, derdin neyse çözelim. Ben abinim bana her şeyi anlatabilirsin." dedi. Yüzüne şaşkın şaşkın baktım. Yeni aldığı ve çok sevdiği arabasının anahtarını attı masama.
"Şerefsizim, arabamı al. iyi olacağını bileyim, gıkım çıkarsa namerdim." dedi.
Sustum.
içimde çok şey konuştum sözlük. Bana 20 yıl önce kardeşim diye sarılsaydı, ben çevremden sevgi umar hale gelmezdim. Ya da babam, kızıp bağırmak yerine beni daha çok sevseydi. Annem daha çok oynasaydı benimle. Belki o zaman etrafımda kopan kıyametlere daha sağlam göğüs gerebilirdim.
Geçiyor. Her şey geçiyor. Ama ben unutamıyorum. Keşke unutsaydım. Keşke en büyük savaşım yalnızlıkla olmasaydı.
Alayım bir tane, dedi. O da dalgasına. Baş ağrısı ilacı dedim bu sefer. Ciddili. O da ciddili, başının ağrıdığını söyledi. Alma la işte alma, dedim.
Hala aynı ilaçları mı kullanıyorsun diye sordu. Evet dedim. Uyuyamıyorum.
Hayatımda belki 3. kez, abimin gözlerinde samimiyet gördüm. "Oğlum, derdin neyse çözelim. Ben abinim bana her şeyi anlatabilirsin." dedi. Yüzüne şaşkın şaşkın baktım. Yeni aldığı ve çok sevdiği arabasının anahtarını attı masama.
"Şerefsizim, arabamı al. iyi olacağını bileyim, gıkım çıkarsa namerdim." dedi.
Sustum.
içimde çok şey konuştum sözlük. Bana 20 yıl önce kardeşim diye sarılsaydı, ben çevremden sevgi umar hale gelmezdim. Ya da babam, kızıp bağırmak yerine beni daha çok sevseydi. Annem daha çok oynasaydı benimle. Belki o zaman etrafımda kopan kıyametlere daha sağlam göğüs gerebilirdim.
Geçiyor. Her şey geçiyor. Ama ben unutamıyorum. Keşke unutsaydım. Keşke en büyük savaşım yalnızlıkla olmasaydı.
Bilmem.
Sevgi, saygı gibi hisler ve düşünceler asgari seviyede varsa; aşkın önünde hiçbir şey durmaz.
Ayrıca, 3o yaşındaysa ne olmuş ki? Ben onu anlamadım.
Ayrıca, 3o yaşındaysa ne olmuş ki? Ben onu anlamadım.
Özledim.
Edit: Bizim için ayet inse, pek bir şey fark edeceğini sanmıyorum. Sevgim de tek taraflıydı, emeğim de. Artık yapabileceğim bir şey kalmadı.
Edit: Bizim için ayet inse, pek bir şey fark edeceğini sanmıyorum. Sevgim de tek taraflıydı, emeğim de. Artık yapabileceğim bir şey kalmadı.
Hep öyle dediler. inandım ben de.
Şimdi gayet dalyan gibi adamım, lakin bazen aklıma geliyor. Kendimi patinaj çekiyor gibi hissediyorum.
Şimdi gayet dalyan gibi adamım, lakin bazen aklıma geliyor. Kendimi patinaj çekiyor gibi hissediyorum.
Keşke Muhsin Batur olsaydım.
Çok şey yazıp sildim. Böyle ifade edilmez bazı şeyler. Görselin çirkinliğine bak, hiç mi akıllanmıyorsunuz?
Allah ishal etsin.
Allah ishal etsin.
Ne istediğini bilmiyorsun. Neden böyle bir tutum içinde olduğunu da bilmiyorsun. Benim doğru insan olup olmadığıma emin değildin. Bana da hiçbir zaman güvenmedin.
Allahtan tek dileğim, çok mutlu olman. Bundan bir kaç sene sonra bana yaptıkların aklına gelmesin. "Acaba..." deme sakın.
Yoksa o ömür bitmez.
Allahtan tek dileğim, çok mutlu olman. Bundan bir kaç sene sonra bana yaptıkların aklına gelmesin. "Acaba..." deme sakın.
Yoksa o ömür bitmez.
Yani, affedersiniz ama adet yerini bulsundan fazlasını isterse gelecekteki eşimin ailesi; çıkartıp masaya koyar, "Ben de bunun ağırlığınca altın istiyorum." derim.
E sonuçta alışverişe dönmüş iş. Gönül ilişkisi, hayırlı bir iş falan değil bence yani.
E sonuçta alışverişe dönmüş iş. Gönül ilişkisi, hayırlı bir iş falan değil bence yani.
Periyodik tabloda Amerikyum’u görüp espri yapan liseliler sizden daha komik.
Bence sadece yakışıklılık eksik.
Gerçi, yakışıklı bulan da yok değil, var. Güzellik görecelidir.
Gerçi, yakışıklı bulan da yok değil, var. Güzellik görecelidir.
Bence sadece yakışıklılık eksik.
Gerçi, yakışıklı bulan da yok değil, var. Güzellik görecelidir.
Gerçi, yakışıklı bulan da yok değil, var. Güzellik görecelidir.